ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ
DÜĞÜN
Düğün öncesinde hazırlıklar yapılır. Ev eşyaları ve gelinlik alınır. Bunlar kızın sandık içi çeyizi ile birlikte kız evinde sergilenir.Oğlan babasının en yakın arkadaşı "Düğün Kahyası" oğlanın en yakın arkadaşı da "Sağdıç" olarak seçilir.Yöremizde düğünler

genellikle Cuma günü namazdan sonra başlar

Cuma namazından çıkanlar

yanlarında cami imamı olmak kaydıyla düğün evine gelirler. "Bayrak Yemeği" diye adlandırılan yemek yenir.Yemekten sonra bir sırık ucuna takılmış Türk Bayrağı ile bayrağın üzerinde bulunan ayna ve elma evin çatısına

(damına) dikilir. Bayrak sırığın ucuna asılmadan önce imam tarafından dua edilir. Bayrağın asılmasına yörede halk tarafından "Bayrak Kaldırma" denir.Davul ve zurnalar çalmaya başlamadan önce

köyde ve çevrede cenazesi olan aile varsa

davul ve zurna ile birlikte düğün sahibi ile birlikte bu aileye "yas alma"ya giderler. Yas alma

aynı zamanda düğünün başlaması

davul zurnanın çalması için bu aileden izin almak anlamına gelir.Aynı günün akşamı okuntular

yani davetliler gelir. Davetlilere yemek ikram edilir. Okuntular gelirken haber verirler. Davul zurnacı davetlileri karşılamaya çıkar. Davetliler düğüne güçleri oranında hediye getirirler. Bu hediyeler; ev eşyası

para

düğün için yiyecek

zahire

düğünde kesmek için etlik küçük baş hayvan olabilir.
KIZ KINASI:
Cumartesi akşamı düğün

kız kınasının yapılması ile devam eder.Üzerinde çeşitli renkte yanan mumlar olduğu halde

büyükçe bir tepsinin içine çerez

şeker

kına ve antep fıstığı; geneline hediye olarak elbise

ayakkabı hazırlanıp

bir çocuğun başı üzerinde kız evine varılır.Kız evinde kadınlar

gelin kızın yanına giderler ve kına türküleri söyleyerek kızın kınasını yakarlar.Düğün alayı oğlan evine döner

davul zurna kız evinde kalır. Bir müddet sonra kız evi davul zurna eşliğinde "oğlan kınası" nı getirir. Kına

yine mumlarla süslenmiş

üzerinde çerez ve hediyeler olduğu halde

bir tepsi üzerindedir. Yanında sağdıç olduğu halde

oğlanın eline bu kına yakılır.
GELİN ALMA:
Düğünün son günüdür. Bu genellikle Pazar günü sabahta hazırlıklar yapılır. Gelini almaya gelenlere babası kızını teslim eder. Kız eğer varsa bir erkek kardeşinin koluna girmiş olarak evden dışarı çıkar. Oğlan evinden gelenler o anda sevinç gösterileri yaparlar. Düğünün kız evi açısından en dramatik anı bu zamandır. Gelin

oğlan evine girerken eline bir parça yağ verilir. Bu yağ gelin eve girerken tavana sürülür. Bu da " Yağ gibi yapışsın

kalsın" demektir. Ayrıca

gelin

oğlan evine gelirken beraberinde kaşık

çivi

bıçak. gibi şeyleri de getirir. Bu da gelinin "bereketiyle gelmesi " anlamına gelir.
YÖRESEL YEMEKLER:
Kırıkkale mutfağı

klasik Orta Anadolu mutfağıdır. Şehre gelenler geldiği yerlerin yemeklerini yaparlar. Buna karşın zamanla yöreye özgü yemekler de meydana gelmiştir.Bölge tarım

sebzecilik ve hayvancılık ile uğraştığı için yemek çeşitleri de bu yönde gelişmiştir.Kırsal kesimin tamamında ekmek olarak "YUFKA" yapılır. Ayrıca

buna bağlı olarak; Bazlama

Gözleme

Alazlama

Kömbe

Katmer gibi türler yaygındır.Yemekler için

sebze yemeklerinin her çeşidine rastlanır. Fasülye

patlıcan

patates

kabak

lahana. gibi sebzelerin kızatma

haşlama

sulu yemeği ve kavurmaları yapılmaktadır.Et her yemeğe katkı olarak kullanıbildiği gibi

kendi başına yemek türleri de oluşturur. Külleme

Haşlama

kızartma

kavurma en yaygınlarıdır.Hayvansal ürünlerden süt ile yoğurt

peynir her türlü yemeğe katkı maddesi olarak kullanılabiliyor. Ayrıca; çılbır

sütlaç (uyutma). gibi tatlı ve yemeklerde de kullanılmaktadır. Yöremizin diğer yörelerden ayrı özellik arzeden yemeklerden bazıları da şunlardır. Arap Aşı

Batallaş

çürütme (çılbır) hamun işinde: su böreği

mantı. Özellikle bağlardan elde edilen üzümlerden pekmez

çalma

ekşi

ayranlı pekmez

yumurta tatlısı gibi tatlılar yapılmaktadır. Ayrıca ; helva

höşmerim yine tatlı türlerindendir.
Yöreye Özgü Bazı Yemekler
Un Tarhanası : Domates

biber

tuz yoğurt ile birlikte hamur yoğrulur. İki gün mayalanması beklenir. Daha sonra küçük parçalara ayrılarak kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra elle ufalanır ve kalburdan geçilir.
Yoğurtlu Tarhana: Yarma kaynatılıp

soğuduktan sonra

yoğurt ilave edilir. Küçük parçalara ayrılarak serilir ve kurutulur. Pişirmeden önce su içine bırakılarak ıslanıp yumuşaması sağlanır. Ezilerek tencereye konur

su ilave edilir. Pişinceye kadar karıştırılır. Piştikten sonra yağda kızartılmış nane ilave edilir.
Bulama (Katma Aşı) : Ayran içine konan yarma kaynayana kadar karıştırılarak hazırlanır.
Yarma : Sohu taşında dövülerek kabuğu çıkartılmış buğdaydır.
Etli - Mercimekli Bulgur Pilavı : Et ve pilav ayrı pişirilir. Kuyruk yağı eritip içine önceden terbiye edilen etleri bir tencereye konur ve ocağa oturtulur. Suyu çekince ve yağı kalana kadar kavrulur ve sonra kavrulan etin üstü kapatılır. Mercimeği (haşlanmış) suyla 4-5 defa yıkadıktan sonra su dolu bir tencereye koyarak avuç arasında iyece bastırıp ovuşturarak yüzeyde beliren kabukları atılır. Pilavı pişirilecek tencereye tereyağı konularak pembeleşinceye kadar eritilir. Daha önce yıkamış olduğumuz bulgur tencereye konur. Tuzunu ve soğanı ilave ettikten sonra bulgur tane tane oluncaya kadar kavrulur. Daha sonra haşlanmış mercimeği ekleyip bir miktar daha kavurarak sıcak suyunu ilave edip kırmızı biberini ekleyerek pişirmeye bırakılır. Pişen pilav dinlendirilir ve üzerine nane atarak karıştırılır. Sonra geniş bir tabağa pişen pilav dökülür ve yaygın hale getirilir. Kavurma yöntemiyle pişirilmiş olan kuşbaşı et pilavın üzerine yayılır. Soğan

maydanoz

sumak karışımı olan söğüşü kenarlarına dizilir. Biber turşusu ve salatalık turşusu etlerin üzerine serpiştirilir. Sıcak olarak servis yapılır.
Yeşil Mercimek Çorbası : Mercimekle yarma karıştırılarak suda kaynatılır

üzerine yağda kavrulmuş un ilave edilir.
Sızgıt : Kesilmiş et küçük parçalara bölünerek etin yağı ile kavrulur ve kurutulur.
Ekmek Aşı (Guymak) : Yufka ekmeği ufalanarak yağda kavrulur. İçine su ile birlikte salça

sızgıt ve biber ilave edilerek hazırlanır.
Madımak : Toplanan madımaklar bulgur

salça ve etle birlikte pişirilir. Üzerine tereyağı eritilerek

sarımsaklı yoğurt ile birlikte dökülerek hazırlanır.
Pelte : İçine pekmez katılmış una su ilave edilerek pişirilir.
Su Böreği : Unun içine yumurta kırılır

su ile yoğrularak yufka şeklinde açılır. Açılan yufkalar su içinde haşlanır. Haşlanmış yufkalar tepsiye dizilerek üzerine taze yağ dökülür. Peynirle maydanoz karışımı serpilerek pişmeye bırakılır.
Mantı : Yufka halinde açılan hamun küçük kareler halinde kesilir. Bu kareler içine biber

soğan

kıyma

maydanoz karışım konulmak suretiyle suda pişirilir.
Sarığı Burma : Un yağda kavrulur

hazırlanmış yufkalar üzerine serpilir. Yufkalar üzerine serpilir. Yufkalar rulo şeklinde dürülür ve tepsiye dizilir. İki saç arasında kızartılır. Küçük parçalar halinde kesilip

üzerine kaynatılmış şerbet ilave edilerek hazır hale getirilir.
Sütlü : Sütün içine pirinç ve şeker katılarak kaynatılır.
Şıralar
Pekmez : Üzümler bağbozumu denilen zamanda toplanır. Şırahane adlı odanın içinde bir üzümlağ olur. Toplanan üzümler bunun içine dökülür. Üzümlağ betondan yapılmış havuzdur. Üzümler ayakla çiğnenerek şıra haline getirilir. Bu şıra havuzun altındaki bir delikten "bolum" denilen başka bir havuza akıtılır. Buradan alınan şıra da kazanlar izinde ocaklara konulur.
Üzüm çiğnenirken içine beyaz toprak konulur. Bu şırayı kestirmek içindir. Ayrıca şıra kestirildikten sonra tekrar kaynatmak için ocaklara konan şıra içerisine yoğurt da ilave edilir. Kıvama gelene kadar karıştırılarak pişirilir.
Ekşi : Hazırlanan pekmezin toprak konulmadan yapılmış halidir.
Çalma : Çöğen denilen bitkinin kökü kaynatılarak çıkarılır.Bu su

hazırlanmış pekmeze ilave edilir. Karıştırılarak katılaşması beklenir. Çalma'nın siyahı ve beyazı vardır.
YÖRESEL GİYİM:
Kırıkkale insanının giyim kuşamı

gelenekselliğini yörelere göre kısmen sürdürmektedir.
Kadınlarda :
Ayakta papuç

işlemeli

yün örgülü çorap

üç etek çembere

başta yemeni ve üstünde de fes veya başlık dikkati çeker. Bazı yörelerimizde üç eteğin yerini çok renkli şalvar almaktadır.
Kimi yörelerimizde de renkli poşu

oyalı yazma

sırmalı dolamalar

önü altın sırmalı kofiler

çene ve boyun bağları

baştan iki yana sallıntılı kırmızı

yeşil

mavi ziliflik kadın başına güzellik veren süslerdir. Sırtta bürümcük işlik

üstüne şetarı yelek giyilir. Bele ibrişim ya da şal kuşak da süslü giyimi tamamlayan ögelerdir. Varlıklı olanlar bellerine gümüş şavatlı

kabartma tokalı kemer takarlar. Genellikle ipek alaca önlük ya da üç etek giyilir. Ayaklarda tiftikten örülmüş çorap

tongurdaklı kundura ya da altı yumuşak papuçlar vardır.
Erkeklerde :
Kinot pantalon

sivri burun ayakkabı

yelek

yakasız işlik (gömlek) ve ceket giyilir. Ne var ki gerek kadın ve gerek erkeklere özgü ve geleneksel giysiler her geçen gün kaybolmakta ve yerini çağımızın getirdiği çağdaş ve daha basit giysiler almaktadır.
HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:
Kırıkkale

halk oyunları yönünden komşu Ankara

Kırşehir

Çorum illeriyle benzerlik gösterir. Halaylar

kaşıklı oyunlar yaygındır. Zeybek bilinmez. Karakeçili ilçesinde halay olarak ; Köprüden Geçti Gelin

Oy Pambığım

Pambığım (Bugün Ayın Işığı)

Üç Ayak

Yeldirme

Kaşıklı Oyun olarak da Konyalı

Gel

Gel

Süpürgesi Goruhdan

Ay Doğar Bedir Allap meşhurdur. (ÖZÇELİK 1995; 186-191

yılmaz 1996; 239-240). Ateş etrafında geceleri oynanan Sinsin

bu ilde de yaygındır. Cirit ve Tura oyunları da davul-zurna eşliğinde oynanır.
a- Halay
Kırıkkale yöresinin hakim oyunu halaydır. Halay çekilirken halay türküsü değişik türlerde olabilir. Bir halayın başından sonuna kadar tamamlanması süreye bağlı değildir. Bir saat bile sürdüğü olur. Düğün

şenlik gibi günlerde çekilir. Bu halaylar

kadınlarca da zılgıt ile süslenerek ayrı bir ahenk kazanır.
Halay davul-zurna eşliğinde ağırlama

ikileme

üçleme şeklinde üç aşamada çekilmektedir. Keskin yöresi halayları daha çok ayak ve bel hareketlerine dayanır. Ağır fakat gösterişlidir. Yahşihan

Karakeçili ve Delice halaylarında ise Keskin yöresine göre bazı farklılıklar gözükür. Bu nedenle yörede Keskin halayı daha yaygındır.
b- Sinsin
Sinsin köy meydanlarında yakılan ateş üzerinde atlama oyunudur.
Köy meydanında bir ateş yakılır

ateşin etrafını köy halkı sarar. Delikanlılar kendi aralarında gruplar oluşturur

bu ateşin üzerinden atlarlar. Her defasında ateşin yüksekliği artırılır. Oyuncuların ateşin yüksekliğinden cesaretleri kırılıncaya kadar oyun devam eder.
Gruplardan biri pes edince diğer grup galip ilan edilerek ödüllendirilir.
Sinsin oyunu tehlikeli

tehlikeli olduğu kadar da

cesaret geliştirici bir oyundur.
c- Cirit
Geleneksel bir Türk oyunudur. Bölgemizde bahar

yaz mevsimlerinde ve düğünlerde oynanırdı. Yetiştirilen iyi cins atlar iki gruba ayrılır. Oyuncular ellerine bir metre uzunluğunda onar adet cirit alıp atlara binerler. Gruplar arasındaki mesafe 50 m. kadardır.
Gruplar karşı karşıya gelerek eşleşirler. Oyunculardan herhangi birisi rakibi üzerine at koşturup

uygun bir mesafeden ciritini atar. Rakip oyuncu

kendisine atılan bu ciritten atın sağına veya soluna eğilmek suretiyle sakınır. Cirit rakibe değmiş ise oyuncu oyundan çıkar

eğer değmemiş ise ciriti atıp kaçan oyuncuyu

cirit atılan oyuncu atı ile takip ederek ciritini fırlatır

eğer değerse oyuncu çıkar

eğer değmemiş ise yerlerine geçerler

sıra diğer oyunculara gelir. Böylelikle oyunda tek kişi kalıncaya veya gruplardan birisi tüm oyuncularını kaybedinceye kadar oyun devam eder. Galip gelenler köy halkı tarafından ödüllendirilir.
d- Semah
Semah Hasandede

Haydar Sultan

Koçubaba ve Hamzalı kasabalarında yaygındır. Bağlama ve keman çalgılarıyla nefesler

deyişler

demeler söylenir

semah dönülür.
NELERİ İLE ÜNLÜ:
Silah Fabrikaları

Petrol Rafinerisi
İL İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Kırıkkale

Osmanlı arşiv belgelerinde
"Kırık Kal'a" olarak geçmekte olup yöreye 16. yüzyıldan itibaren Oğuzlar -Türkmen boyları iskan edilmiştir. Kırıkkale

Kırık köyü arazileri üzerine kurulmuştur.Kırıkkale adını tarihi kayıtlardan almakta olup halk arasında rivayet edilen
"Kırık" ile
"Kale" adını irleşmesinden oluştuğu; bunun da Kaletepe'den kaynaklandığı fikri doğru değildir.Kırık köyü

köy statüsünü kaybetmiş olup bugün Kırık köyü Mahallesi adıyla varlığını sürdürmektedir.