- Konuşmanın anlaşılır şekilde sergilenememesi.
- Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması
- Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması.
- Sesin çıkarılışının

ritminin ve vurgularının bozuk olması.
- Dil yönünden kelime dağarcığının yetersiz ve gramer yapısının bozuk olması
- Sergilenen konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu
İletişim bozuklukları tek tip olarak değerlendirilmemelidir

birbirinden farklı karakteristik özelliklere sahip tanı grupları bulunmaktadır. İletişim bozukluklarındaki farklılıklara göre konuşma eğitiminin içeriği

yöntem ve teknikleri

hedef davranışları farklılaşmaktadır. Yaygınlığının diğerlerine göre daha fazla olması nedeniyle aşağıdaki tanı gruplarına yer verilmiştir. İletişim bozuklukları ana başlığı altında aşağıdaki tanı gruplarına açıklık getirilecektir:
Sözel Anlatım Bozukluğu
Bu bozukluk

kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması

dil bilgisi yönünden zaman seçiminde hata yapma

sözcükleri anımsamakta yada gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmakta güçlük çekme olarak kendini gösterebilir. Sözel anlatım bozukluğunda dikkatimizi çeken nokta

okul ve ev ortamında bireyin yaşıtlarına göre

kullandığı sözcük sayısının çok sınırlı olması

dil bilgisi yönünden zaman seçiminde hata yapması

sözcükleri anımsamakta yada gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmasında performans düşüklüğü görülmesidir.
Bu kişilerin konuşma terapistine yönlendirilmesi düşünülebilir. Sözel anlatım bozukluğu olan bireylerle okul ve sınıf ortamında kavramlarla ilgili çalışılabilir

dilin etkili ve doğru olarak kullanıldığı filmler izlettirilebilir

şarkı dinlettirilebilir. Sözel etkileşime dayalı grup oyunlarına katılımı teşvik edilebilir.
Fonolojik Bozukluk
Fonolojik bozukluğunda birey anadilini bağımsız yada bileşik sesleri doğru ve anlaşılır biçimde çıkaramaz

birbirine gereği gibi ulayamaz yada bu seslerin çıkarılması ve ulanmasında onun yaşından beklenenden çok fazla sapma görülüyorsa onda artikülasyon bozukluğu var demektir. Artikülasyon bozukluğu çocuklarda dört türde görülür

bunlar sesin düşürülmesi veya atlanması

ses eklenmesi

ses değiştirilmesi ve sesin bozulmasıdır
Fonolojik bozukluk bireyin yaşıtlarına göre

yanlış sesler çıkartması ve kullanması

söylemesi

bir sesin yerine başka bir sesi söylemesi olarak gözlenilmektedir. Fonolojik bozukluğu olan bireylerle okul ve sınıf ortamında ses

şarkı ve tekerleme çalışmaları yapılabilir. Öncelikli olarak ses çalışmaları üzerinde durulmalıdır. Bu kişiler konuşma terapistine yönlendirilmelidirler.
Kekemelik
Kekeme bozukluğu farklı gelişim örüntülerinden kaynaklanabilir

dil gelişimi

psiko-sosyal gelişim ve fiziksel gelişim kekeleme bozukluğuna yol açabilir. Kekeleme bireyin konuşmaya başladığı anlardan itibaren gözlenilmeye başlayabilir. Kekeleme psikolojik etkilerden dolayı da görülebilir. Bu durum diğerleriyle karıştırılmamalıdır. Yaşanılan psikolojik bir travma

ani korku ve şoklar kekelemenin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kekemeliğin yaygınlığı %1 olarak bilinmektedir. Küçük çocuklarda daha sık olmakla birlikte daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde azalma eğilimi göstermektedir. Kekemelik

kız çocuklara oranla erkek çocuklarda 3-4 kat daha fazla görülmektedir.
Kekeme bozukluğu olan bireyler ihtiyaçlarına göre yönlendirilmelidirler. Psikolojik terapi ihtiyacı olanlar terapiste

konuşma eğitimi ihtiyacı olanlar konuşma terapistine yönlendirilmelidirler. Okul ve sınıf ortamında öncelikli olarak akranlarının bu durumu kabul etmesi ve alay etmemesi

grup dışına itmemesi için sınıf içi arkadaş ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla grup oyunları oynamak düşünülebilir. Sınıf içinde kendini ortaya koyması için teşvik edilebilir. Kekeleme bozukluğu olan bireyleri konuşma terapistine yönlendirmek gerekir.
Afazi
Söz veya kelime yitimi olarak ta bilinen afazi bireyde zeka geriliği

bellek bozukluğu

işitme özrü ve konuşma organlarında bozukluk olmadan konuşma işlevinin yerine getirilmemesi durumudur. Nedeni bir beyin hasarı sonucu oluşan fonksiyonel bir bozukluktur. Genelde afazi birden ortaya çıkar

ancak beyin tümörü gibi yavaş ilerleyen hasarlarda ise zamanla oluşabilir. Afazide dili anlamada veya ifade etmede bir bozukluk söz konusudur. Diğer bir deyişle bir beyin zedelenmesi sonucu ortaya çıkan sözel ve işitsel iletişimi etkileyen motor ve duygusal dil bozukluklarını içeren bir durumdur (Özgür

2004

s.96). Afazi tanısı olan öğrencilerin bireyselleştirilmiş eğitim programından yararlandırılması düşünülmelidir. Ayrıca konuşma terapisi desteği alınmalıdır.
Gecikmiş Konuşma Bozukluğu
Gecikmiş konuşma

çocuğun bebeklik döneminde geçirmesi gereken konuşma gelişim aşamalarından birine takılıp kalması veya o aşamalardan birine geri dönüş yapması durumudur. Bu nedenle hem derece hem de tür olarak çok değişiklik gösteren bir konuşma özrüdür (Özgür

2004

s.93). Gecikmiş konuşma bozukluğu başka tanı gruplarında görülebilir. Ağır düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği olan bazı çocuklarda ve bazı otistiklerde gecikmiş konuşma bozukluğu gözlenilebilir. Tanı gecikmiş konuşma bozukluğu olarak düşünülmez. Ağır düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği yada otizm olarak değerlendirilir..