Türk işadamlarını da ülkelerine yatırıma davet ediyor.
Bağımsızlığını 16 yıl önce 1 Eylül 1991'de ilan eden Özbekistan'da ekonominin yeniden yapılanması çalışmaları sürdürülüyor. Bu kapsamda özel sektörün oluşması ve yerleşmesine uğraşan Özbekler

yatırım ortamını iyileştirme yönünde reformlar yürütüyorlar. Özbekistan bu çalışmalarını sürdürürken Türk işadamlarına da işbirliği çağrısı yapıyor. Ülkeye yatırım yapan bir Türk işadamı da Özbekistan'ın kendisine bugünün Avrupa Birliği (AB) ülkesi Romanya'nın 10 yıl önceki halini hatırlattığını belirtiyor. İşadamı

"Özbekistan’da şu anda aynen geçmişte Romanya’da olduğu gibi yatırımlarda yüksek kârlılık sağlanabilmekte. Ancak önümüzdeki 2-3 yıl içinde ülke piyasasına girmek daha maliyetli hale gelecek. Son 2 yılda bile ekonomideki aktivitenin ciddi şekilde arttığını

büyümenin süreklilik kazandığını ve fiyatların yükselmekte olduğunu gözlemlemek mümkün" diye konuşuyor.Sovyetler Birliği'nin en büyük pamuk üreticisi olarak bilenen ülkede

tekstilin yanı sıra makine

madencilik ve müteahhitlik alanlarında iş ve yatırım potansiyeli bulunuyor. Ülkede başta tarım ve gıda makinelerinde olmak üzere Sovyet teknolojisine sahip makine parkının yenilenmesi için ithalat kolaylığı sağlanıyor

altın madenleri başta olmak üzere yeraltı zenginliği dikkat çekiyor ve otel

tesis ile özellikle kaliteli konaklama yeri sıkıntısının yaşandığı biliniyor. Ancak ticari ilişkilere yine vize prosedürü engel oluyor

işadamlarının Özbekistan'dan vize almada yaşadıkları güçlüklere döviz sisteminde oluşan dönüştürme sorunu ekleniyor.
Dış ticaret dengesi Özbekistan'dan yana
Türkiye ile Özbekistan arasındaki ticaret rakamlarına bakıldığında son yıllarda Türkiye'nin ithalatında yaşanan artış dikkat çekiyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) hazırladığı "Türkiye-Özbekistan Ticari ve Ekonomik İlişkileri" adlı çalışmada

bu durum Özbekistan'dan bakır ve bakır ürünleri alımındaki yüksek artış ile açıklanıyor. Çalışmaya göre 2005 yılı itibariyle Türkiye'nin bu alanda ülkeden yaptığı ithalatı yaklaşık 136 milyon dolar. Aynı yıl itibariyle 2 ülke arasındaki ticaret hacmi ise 408 milyon dolar. Bu rakamın 257 milyon dolarını ülkeden yapılan ithalat oluştururken bakır ve ürünlerini 83.7 milyon dolarla pamuk alımı izliyor. Türkiye'nin ülkeye ihracatında ise ilk sıraları kazanlar

plastikler ve halılar alıyor. Komşu ve çevre ülkelere olduğu gibi Özbekistan'a da Türk inşaat şirketlerinin ilgisi yoğun. DEİK'in raporunda

2004 yılı itibariyle ülkedeki Türk müteahhitlik firmalarının yatırımlarına da değinilirken Türk firmaların ülkede toplam 1 milyar 589 milyon dolarlık 63 proje üstlendiği ifade ediliyor. Aralarında Alarko

Gama

Yüksel

Makimsan ve Tekfen'in de bulunduğu pek çok büyük firma ülkede faaliyet gösteriyor.
Pamuk üretimi

yabancı tekstilciyi çekiyor
İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi'nin (İGEME) 2005 yılında hazırladığı "Özbekistan Ülke Profili" adlı çalışmada ise ülkedeki ekim alanlarının yüzde 45'ten fazlasında pamuk üretimi yapıldığı ve iplik ile dokuma sektörünün ön plana çıktığına dikkat çekiliyor. Özbekistan'da yıllık pamuk üretiminde telaffuz edilen rakam 250 bin ton ve bu rakamın da mevcut kapasitenin ancak yüzde 10'unu teşkil ettiği belirtiliyor. Çalışmada

Özbek hükümetinin mevcut teknolojiyi yükseltmek amacıyla özellikle hasat ekipmanı ile pamuk

tütün ve gıda işleme alanlarında olmak üzere makine ithalatına kolaylık gösterdiği belirtilirken çok miktarda meyve-sebze üreten ülkede depolama ve gıda işlemedeki yetersizliğe de işaret ediliyor. Hükümetin kalkınmada öncelik verdiği alanlar arasında tarıma dayalı sanayinin yanında uçak

otomobil

ağır makineler

elektronik eşya ve ilaç üretimi de bulunuyor. İGEME'nin raporunda ayrıca

Özbekistan'da otomotiv sanayinin oluşturulması

enerjide kendine yetebilirliğin sağlanması ve tüketim mallarına ithal ikameci yatırımların öncelikli olduğu belirtilirken doğalgaz

petrol ve kömür yatakları başta olmak üzere yeraltı hammadde kaynakları açısından ülkenin dünyanın önemli ülkelerinden olduğu da vurgulanıyor.
Piyasaya girişte avantajlar var
Ülkede standart

etiketleme ve sertifikasyon konusunda ise Türk ürünlerinin bir sıkıntı yaşamadığı

Türkiye'den ithal ürünlerde TSE belgesinin yeterli görüldüğü belirtiliyor. İGEME'nin çalışmasında

sermayesinin yüzde 30'dan fazlası yabancılara ait olan ve tarımsal ürün veya hammadde işleyen

tüketim maddesi veya gıda üreten işletmelerin ilk kâr ettikleri yıldan itibaren 2 yıl Gelir Vergisi'nden muaf tutulduğu ifade ediliyor. Raporda

yabancı firmaların gelirinden tekrar yatırım olarak kullanılan kısmın da vergiden muaf tutulduğu belirtilirken tarımsal makine ve yedek parça ithalatında da KDV indirimine gidildiği ifade ediliyor.
Sorunların başında yine vize var
Ülkeyle ticari ilişkilerdeki engel ve sıkıntılar ise yok değil. Vize almadaki güçlüklerin yanında bankacılık sisteminin yetersizliği

gümrük işlemlerinin ağırlığı sorunların başlıcaları. İGEME'nin raporunda

yapılan yatırımlara devlet güvencesinin verilmemesi

çalışma vizelerinin 3 ay gibi kısa süreli olması

işadamları ve TIR şoförlerine verilen vizelerdeki 15-30 gün arasındaki uzun araştırma süreci sorunlar arasında sıralanıyor. Çalışmada; firmaların para transferine kota uygulanmasından da şikâyet edilirken

Özbek ithalatçıların ihracat bedellerini bankaya Özbek para birimi olarak yatırmış olmalarına rağmen bankaların döviz alım-satımı ile yurtdışına para transferi yapamadığı için tahsilatta sorunların yaşandığı vurgulanıyor.
Kazakistan'la liderlik çatışması
Ülkenin bölgedeki siyasi konumuna bakıldığında ise Kazakistan'la bir bölgesel liderlik mücadelesi yaşandığı dikkat çekiyor. Avrasya ülkelerinin onlarca yıllık "tek bir siyasi ve ekonomik çatı altında birleşme" hayalinin önünde özellikle Kazakistan ve Özbekistan arasında ciddi bir liderlik sorununun bulunduğuna işaret eden ASAM Uzmanı Mehmet Erol

bu sorunun yanı sıra bölgenin sınır

güvenlik

mevcut rejimlerini koruma ve su sorunlarının da çözüm beklediğini aktarıyor. Bölgedeki ABD ve Rusya etkisi ile politik oyunlarının da bugünden çok 20-30 sene içinde zenginleşecek olan Avrasya pazarı için yaşandığına dikkat çekiliyor. "Örneğin

90'lı yıllardan bu yana Japonya'nın

Türkmenistan ve Azerbaycan'da finans merkezleri oluşturma çalışamaları var" diye konuşan Erol

özellikle enerji konusunda bölgede zenginliğin kaçınılmaz olduğunu ve ucuz işgücü faktörüyle de bölgenin cazibe merkezi olabileceğini vurguluyor.
Ucuz pamuk teşviğinde problem yaşanıyor
Yüksel İnşaat'ın Özbekistan'daki Proje Koordinatörü Haluk Kişisel

firmanın geçtiğimiz 15 yılda Özbekistan'da 40'ın üzerinde çeşitli boyutlarda projeye imza attığını söylerken

bunlar arasında çok sayıda

otel ve fabrika ile bakanlık binaları bulunduğunu da bildirdi. Önümüzdeki dönemde de Özbekistan'da yeni işler üstleneceklerini ifade eden Kişisel

ülkede gelir

gümrük ve katma değer vergisinde çeşitli muafiyetler uygulanarak iş ve yatırım ortamına destek verildiğine dikkat çekti. Kişisel

bu alanlardaki vergi teşviklerinin 1-5 yıl arasında değiştiğini ve yatırım miktarına bağlı olarak verildiğini de ifade etti. Kişisel

"Türk firmaları tekstil alanında da bu muafiyetlerden yararlanmaya çalışıyor. Ayrıca bu alanda firmalara ucuz pamuk verilerek iplik üretimi destekleniyor. Ancak bugunlerde bu teoride kalıyor

pamuk tesliminde problemler yaşanıyor" dedi. Ülkeye özellikle Avrupalı yatırımcı ve iş çevrelerinin fazla ilgi göstermediğini ifade eden Kişisel

ülke kaynaklarının limitli olduğunu ve bu durumun da kendileri gibi müteahhitlik hizmeti veren firmaların faaliyet alanını sınırlandırdığını belirtti.
Bursel Holding

tekstilde en büyük yatırımcı
DEİK'in "Türk-Özbekistan Ticari ve Ekonomik İlişkileri" adlı çalışmasında

ülkenin bağımsızlığını izleyen ilk yıllarda Özbekistan'a daha çok küçük ve orta ölçekli firmalar girse de son 10 yılda büyük ölçekli Türk şirketlerinin de Özbek piyasasına girmeye başladığına işaret edildi. Çalışmada

bu çerçevede Bursel Holding'in Özbek tekstil endüstrisindeki en büyük yatırımcı konumunda olduğu belirtilirken

holdingin ülkenin yüksek kaliteli pamuğunu işleyebilmek amacıyla 12 fabrika kurduğu ifade edildi. Öte yandan Koç Holding'in ülkede otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğine de değinilen raporda

holdingin Özbek firması Uzatozlash ile oratkılk kurarak yedek parça ve servis ikanı veren Tashkochavto firmasını kurduğu da belirtildi. Koç Holding'e ait ülkedeki diğer yatırım ise

otobüs ve kamyon üretimine ağırlık veren Samkoçauto fabrikası oldu.